Aşağıdaki Mektup hikayesini okuyan öğrencilerimizden bazıları, bu öyküyü dramatize etmeyi istedi. Bunlardan bazı kareler...
Mektup
ÇOCUK, babasından aldığı harçlığı sağa sola dağıtmış ve futbol topu için parası kalmamıştı. Bir kaç hafta sonra yaz tatiline girecek olması, onu bu konuda endişelendirip yeni kaynaklar aramaya sevk ediyordu. Evlerine gelen son aylık dergide: "Her hizmetin bir ücret karşılığında olduğu"nu okuyunca, sevinçle havaya sıçradı. Buna göre, ailesine yaptığı yardımların da bir karşılığı olmalıydı.
Çocuk bu düşünceyle hemen harekete geçti ve gördüğü işlerin listesini çıkardıktan sonra, yanlarına ücretlerini yazdı. Fırından ekmek almak için yüz kuruş, çöp dökmek için iki yüz kuruş, annesiyle beraber pazara gitmek için bir ytl, hiç de fazla sayılmazdı.
Aylık toplamı yirmi ytl’ yi bulan listeyi imzalayıp annesinin çantasına koyduğunda, bu akıllıca keşfinden ötürü gözleri parlıyordu.
Ertesi gün yatağının başucunda yirmi ytl ile birlikte, bir küçük kâğıt buldu. Kendi hazırladığı listeye benzeyen ve annesinin imzasını taşıyan bu kâğıtta:
"Seni hayatım pahasına dünyaya getirmemin, yıllarca bezlerini yıkamamın, bin bir güçlükle besleyip büyütmemin karşılığı sadece sevgindir ve yanağından aldığım öpücüktür" yazıyordu. "Kazandığın parayı, güle güle harca yavrum!."
|